Subscribe

RSS Feed (xml)

Powered By

Skin Design:
Free Blogger Skins

Powered by Blogger

16 Haz 2008

Atatürk'ün Milliyetçilik Anlayışı


Ülkemizde bir ülkücülüktür aldı başını gidiyor. Bir bakmışsın ülkünün anlamını bilmeyen gençler, ben ülkücüyüm, milliyetçiyim diyerek kavgaya girişiyorlar, hatta adam öldürmeye kadar gidiyor bu iş. Ülkü, ideal ile eş değerde bir kelimedir. Şu anda revaçta olan milliyetçiliğin amacı; Dünyadaki bütün Türkleri bir kanat altında toplamak. Dünya’da her insanın bir ideali olmalı. Ülkücülerin de ideali çok güzel, fakat bu ideale ulaşmak için izledikleri yol yanlış. Bu amaç biraz saptırılıyor. (Gerçek milliyetçilere sözüm yok.)



Benim için ise milliyetçilik, ırkçı bir milliyetçilik değildir; yani Atatürkçü milliyetçiliktir. Bu ülke için çalışan, çabalayan, ülkesinin menfaatlerini her şeyin üstünde tutan-Dili, dini, ırkı ne olursa olsun- Türk vatandaşıdır. Belki Laz olabilir, Kürt olabilir, Ermeni olabilir ya da Çerkez, hiç fark etmez. Bu ülkeye hizmet veriyorlarsa, benimle aynı haklara sahiptirler, ırkı Türk olmasa dahi. Benimle aynı haklara sahip olması, hepimizin eşit olması demektir. Bu da Atatürk’ün halkçılık ilkesinin bir gereğidir. Bu insanlar ülkemiz için varını yoğunu ortaya koymak için çaba harcıyorsa, devlet de onların refahı için elinden geleni yapmalıdır. Bu da devletçilik ilkesinin bir gereğidir. Bu ilkeler görüyorsunuz ki bir bütünü teşkil eder. Biri olmazsa ötekiler de adeta domino taşları gibi yerle bir olur. O zaman da Atatürk’ün emekleri boşa gider tabii.



Artık on sekizime girdim,bir siyaset merakıdır gidiyor. Belirli guruplara dahil olma amacı güdüyorsun bu yaşlarda, şimdi daha iyi anladım bunu. Kimi sosyalist, kimi komünist, kimi ülkücü, kimi bilmem ne bela... Birine dahil olmak zorunlu sanki üniversitede. Eğer dahil olmazsan, konuşmazsan, siyasi kimliğini belli etmezsen bilgisiz oluyorsun. Deniz’i, Alparslan’ı, Çhe’yi... Onları bilmekle devrimci olduğunu, milliyetçi olduğunu iddia eden o kadar çok arkadaşım var ki... Onlara bakınca bölünmüşlük yüzüme bir tokat gibi çarpıyor. Benim yaşıtlarımın hepsi bu ülkenin iyiliğini istiyor, ama neden kavga ve dövüş içerisindeler? Bazen aralarına girip de haykırmak, bitsin bu kavga demek geliyor içimden. Oyuna geliyoruz... Amerika bunu tarihinde hep yapıyor; böl, parçala, yönet...

Bu kategorideki diger basliklar:



Widget by Hoctro | Jack Book

2 yorum:

Kızıl dedi ki...

Devrimci olabilmek için, bir yenilik, bir ihtilal yapmış olmak yada o grupta bulunmak gerekir. Atatürk gibi ya da E. Che Guevara gibi. Onlar gerçek devrimcidir bana göre. İnsanlık adına güzel şeyler de yapmışlardır. Bu inkar edilemez.
Sosyalist olmak için, günümüz mantığından kopuk olmak gerekir "Ekmek bulamıyorlarsa, pasta yesinler" demekle olmuyor bu işler, ekmek bulamayanla ekmeğini paylaşmak gerekir.
Türkiye'de komünizm yok ama, yanlıları var. Benim gibi! Sağlam bir sosyal örgütlenme olmadığı için söylüyorum bunu.
Konu milliyetçiliğe gelirse, bu kavram bana Benito Mussolini'yi, Adolf Hitler'i ve de günümüzde milliyetçiyim ben diye belinde silah taşıyıp, rastgele beylik yapanları, bar masalarında bira içerken ülke kurtarma çalışmaları yapanları, selamlaşınca kafa tokuşturanları anımsatıyor. Asıl milliyetçilik kavramı vatanını vatandaşını seven, koruyan demektir. Ama o kadar saptırıldı ki bu kavram.

Henüz karakteri oturmamış çocuklar bile ben devrimciyim ben milliyetçiyim oyum buyum şuyum diye geziniyorlar ortalıkta. Sen önce bir kendini tanı, zamanla ortaya çıkacaktır inandıkların diyorsun yanlış anlaşılıyor. Özenti gençlik işte. Aslında oldukça uzun ve de konuşulası bir konu bu. Oyle işte canım, sana tek tavsiyem bir ilkeyi araştırmadan sana yakın olanını bulmadan ideallerini belirleme. Görüşmek üzere sevgiler...

karazade dedi ki...

Çok teşekkür ederim güzel yorumun için,adeta benim söylediklerimi özetlemişsin Pandora.Tavsiyelerini dikkate alacağım...